Bütçeyi anlamak

20 Ağustos, 2020, Ayse İmrohoroğlu ve Samed Küçükikiz

Devletin bütçesini anlamaya çalışalım. 2019 yılında merkezi yönetim bütçe gelirleri 875,796 milyar TL, giderleri ise 999,489 milyar TL olmuştur (Kaynak: Bütçe Finansmanı). Gelir kategorisinin başında dolaylı ve dolaysız vergiler (673 milyar TL) gelmekte, gider kategorisinde ise cari transferler (400 milyar TL), personel giderleri (250 milyar TL) ve faiz giderleri (100 milyar TL) baş rolü oynamaktadır. Bu rakamlar ile, genel bütçe dengesi 124 milyar TL, faiz giderleri çıkarılıp hesaplanan merkezi yönetim faiz dışı bütçe dengesi ise 24 milyar TL açık vermiştir. Aynı yıl Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın 4 trilyon 280 milyar TL olduğu göz önüne alınırsa, merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ya oranının %2,9 civarında olduğunu görebiliriz. Aşağıdaki grafik bu tanımların kullanıldığı bütçe açıklarının 2006 yılından beri olan seyrini sergilemektedir.

Bütçe açığını farklı bir tanımla hesaplayan bir metot da tek seferlik gelirleri kapsam dışında tutan IMF programı tanımlı faiz dışı bütçe dengesidir (Kaynak: Konsolide Kamu Sektörü Gerçekleşmeleri).  Bu tanım 1999-2008 arasında izlenen istikrar programları sırasında IMF ile yapılan düzenlemelerde belirlenmiştir. Bu tanımda gelir kategorisinden özelleştirme gelirleri, Merkez Bankası kar transferleri, imar barışı gelirleri ve bedelli askerlik gelirleri gibi bazı kategoriler çıkartılmaktadır. Bu kategorilerin bir kısmi geçici olduğu için, bir kısmi da (Merkez Bankası kar transferleri) aslında Kamu politikası değil de Maliye politikası uygulaması olduğu için gelir tanımının dışında tutulmuştur. Bu tanımla, daha önce belirtiğimiz, 2019 yılında 24 milyar TL olan faiz dışı bütçe açığı 128 milyar TL’ye yükselmektedir. Aşağıdaki grafikte bu tanım ile hesaplanan merkezi yönetim faiz dışı bütçe dengesinin zaman içindeki seyri gösterilmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi bütçe açığı tanımları ve kavramları arasında büyük farklılıklar mevcuttur. Mesela 2020’nin ilk çeyreğinde faiz dışı kamu tanımlı bütçe GSYH’nın %0,8’i miktarında fazla gösterirken IMF programı tanımlı bütçe GSYH’nın %4’ü kadar bir açık vermektedir.

Aslında, her iki tanım birbirinden farklı sorulara cevap verme niteliğindedir. Mesela kamu tanımlı faiz dışı bütçe açığı devletin o sene ne kadar borç alması gerektiğini belirlemektedir. IMF tanımlı faiz dışı bütçe açığı ise uzun dönemde geleneksel gelirlerin giderleri karşılama potansiyelini anlamak için önemlidir.  

Bu iki tanım arasındaki fark aşağıdaki tabloda (a)-(m) şıkları arasında gösterilen kategoriler yüzündendir. IMF tanımlı bütçe, Merkezi Yönetim Bütçe Gelirlerinden bu gelir kategorilerini çıkartmaktadır (2019 yılı, milyon TL).

Bu kategorilerdeki değişiklere yakından baktığımızda, son yıllarda en hızlı büyümüş olan kategorinin TCMB Kâr Transferi & Yeniden Değerleme olduğunu görüyoruz. Bu kategori 2018’den sonra yükselmekte olduğu için iki faiz dışı bütçe tanımı arasında ciddi farkların oluşmasına sebep olmuştur. 2020 yılının ilk çeyreğinde 44 milyara ulaşan transferler yine aynı çeyrekteki GSYH’nın %3,7’sine tekabül etmektedir.

2020 yılındaki gelişmeleri daha iyi anlamak amacıyla aşağıdaki üç grafik, 2018-2020 yılları arasındaki faiz dışı dengeyi, merkezi yönetimin gelirlerini ve harcamalarını (IMF program tanımlı) her ay için sergilemektedir. COVID pandemisinin en etkin olduğu 2020 Mart ve Nisan aylarında faiz dışı bütçe açığı ve harcamalarda ciddi büyüme ve vergi gelirlerinde düşüşler gözlenmiştir.

Biraz daha uzun dönemli bakıldığında, sağdaki grafikten de görülebileceği gibi, 2016 yılından beri vergi yoluyla elde edilen gelirlerde ciddi düşüşler, 2018 yılından 2020’nin ilk çeyreğine kadar ise de TCMB transferlerinde belirgin ölçüde artışlar gözlenmektedir.

Print Friendly, PDF & Email

Leave a Reply

Discover more from Türkiye Ekonomisi

Subscribe now to keep reading and get access to the full archive.

Continue reading