Dolar, TL ve….

21 Ocak 2021, Ayse Ökten ve Samed Küçükikiz

2020’de TL’nin dolara karşı değeri Ocak-Ekim arası yaklaşık %40 düşmüş, Ekim-Aralık arası ise %10 artmıştır. Döviz kurlarındaki değişikleri anlayabilmek açısından bu bloğumuza ülkeler arası bir karşılaştırma yaparak başlıyoruz. Aşağıdaki grafikte ilk olarak TL ve dolar kurundaki değişiklikleri yedi piyasanın (Arjantin (ARS), Şili (CLP), Hindistan (INR), Brezilya (BRL), Endonezya (IDR), Meksika (MXN), Güney Afrika (ZAR)) ortalama dolar kuruyla karşılaştırıyoruz (Veri). Bu grafikte bütün ülkelerin dolar döviz kurları 2019 Aralık tarihi için 1 olarak alınmıştır. Ocak 2020 ve Ekim 2020 arasında TL’nin dolara karşı değerinin %40 düşmüş olduğu, ve Ekim-Aralık arasında ise yaklaşık %10 değer kazandığını bu grafikten görebiliriz. Bu tür değişiklikler diğer 7 ülkenin ortalaması için geçerli değildir.

Gerçi daha dikkati bakıldığında Aralık 2020 ve Ekim 2020 arasında Brezilya’da %42, Arjantin’de %30 civarında devalüasyon olduğunu aşağıdaki grafikten gözlemleyebiliriz. Ayrıca Brezilya Real’i Ekim 2020’den beri dolara karşı TL benzeri bir değer kazanma göstermiştir. 

TL-dolar kurundaki dalgalanmaların birçok sebebi vardır. Bunların arasında Merkez Bankasının etkisi, Türkiye’deki halkın dolara olan taleplerinin, ya da yabancı yatırımcıların TL’ye olana taleplerinin değişmesi sıralanabilir. 

Aşağıdaki ilk grafikten (EVDS) yurt içinde yaşayanların yabancı para mevduatlarında 2019’dan beri ciddi artışlar olduğunun, son aylarda da halen artmaya devam ettiğini gözlemek mümkündür. Mesela Ekim ayından beri yurt içinde yaşayanların yabancı para mevduatları 221 milyar dolardan 235 milyar dolara çıkmış bulunmaktadır.

Yabancı yatırımcıların ise Ekim ayından beri Türk hisse senedi ve Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS stoku) talepleri hisse senedinde 19.2 milyar $’dan 30.7 milyar $’a çıkmış; DİBS’de ise 5,1 milyar $’dan 9,1 $’dolara çıkmış bulunmaktadır. Dolayısı ile son aylarda, TL’nin dolar karşısında değer kazanmasının arkasında yabacıların TL’ye olan talebinin bir rol oynamış olabileceğini söylemek mümkündür.

Genel olarak yabacıların TL taleplerinin kaynağı uluslararası para ve sermaye piyasaları yoluyla veya doğrudan yatırım şeklinde olabilir. Uluslararası para ve sermaye piyasaları yoluyla olan yatırımlar Türkiye’deki hisse senetleri ve tahvillere olan talepteki değişmeye sebep olur. Bu alanda talebinin artması TL’ye olan talebin artmasına ve dolayısı ile TL’nin diğer para birimleri karşısında değerinin artmasına sebep olur.  Bu yolla gelen paraya aynı şekilde kolaylıkla ülkeden çıkabileceği ve kurda dalgalanmalara sebep olabileceği için sıcak para da denir. Doğrudan yabancı yatırım ise yabancı şirketlerin yeni bir şirket kurması veya yerli firmalarla ortaklık yapması olarak tanımlanabilir. Bu tür yatırımlar kolay kolay şekil değiştiremeyeceği için daha uzun dönemli olurlar. Aşağıdaki grafiklerde Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımın GSYH’daki payını ve içeriğini (FDI: doğrudan yatırım; Diğer: hisse senedi+tahviller+mevduatlar vs) Brezilya, Meksika, Çin, Endonezya, Arjantin ve Güney Afrika için sergiliyoruz (Veri). 

Bu grafiklerden 2000 yılından 2019’a ortalama doğrudan yatırımların (% GSYH) Brezilya, Meksika ve Çin’de Türkiye’den daha yüksek olduğunu görebiliriz.  

2000-2009 yılları ortalaması Brezilya, Meksika ve Çin’de sırasıyla,  yüzde 2.1, 2.3 ve 3 iken Türkiye’de 1.2’dır. 2010-2019 yıllarının ortalaması ise yüzde GSYH olarak  Brezilya’da 3, Meksika’da 1.7 ve Çin’de 1.3 ve son olarak Türkiye’de ise 1.1 olarak gerçekleşmiştir.

2020 yılındaki finansal hesabına daha yakından bakmak için Merkez Bankası tarafından yayımlanan aylık verileri aşağıdaki grafikte sergiliyoruz. Bu grafikte doğrudan yatırımlar haricinde finans hesabından 2020’nin üçüncü ayında 7.8 milyar dolar çıktığını; Ekim ve Kasım ayında ise 3.4 milyar dolar döviz girdiğini gözlemliyoruz. Doğrudan yatırımların ise Covid’in etkisini hissettirmeye başladığı Mart ayından beri oldukça düşük kaldığını söyleyebiliriz.

Print Friendly, PDF & Email

Leave a Reply

%d bloggers like this: